Aziz Matta ve Melek

Matteo Contarelli 1565'te Roma'daki San Luigi dei Francesi kilisesi için bir şapel yaptırır. 1585’teki ölümüne kadar şapelin süslemesi yapılmaz. Altar için bir “Aziz Matta ve Melek” heykeli düşünülmektedir. Bu iş için Flaman heykelci Jacob Cobaert görevlendirilir. Yan duvarlar ve tonoz freskleri ise Cavalier d’Arpino yapacaktır. D’Arpino 1591-93 arasında tonoz süslemelerini bitirir. Duvarlar hâlâ çıplaktır.

1598‘de başka bir ressam arayışına girilir. 1599'da Caravaggio ile görüşülür. Hamisi Kardinal Maria del Monte’nin yardımıyla Caravaggio ilk önemli kamu siparişini almış olur.

San Luigi dei Francesi Kilisesi Contarelli Şapeli'nin dekorasyonunu üstlenen Caravaggio, “Aziz Matta'nın Şehit Edilişi”, “Aziz Matta'ya Çağrı” resimlerini yapar. İki yıl sonra Cobaert’in heykelinin yerine konacak üçüncü tuval olacak altar panosu siparişi verilir: “Aziz Matta ve Melek”.


Caravaggio, Aziz Matta’yı hazırlıksız bir anda kitap yazmak durumunda kalan yaşlı, fakir bir emekçi, sıradan bir halk adamı olarak tasarlar. Yaşlı Matta savonarola sandalyede oturmuş ve İncil'i yazmaya koyulmuştur. Tuğla gibi bir kitabı tutan ve alışkın olmadığı yazma edimi nedeniyle tedirginlikle alnını kırıştıran, ayakları çıplak ve kirli, kel bir Aziz Matta çizer. Tabloda azizin elini nazikçe yönlendiren genç bir melek vardır. Aziz Matta şefkatle ve ciddiyetle ona bakan melekten okumayı öğreniyor gibidir. Okurken zorlandığından alnı kırışıktır. Azizliğinin göstergesi başındaki halesi de yoktur.

“Aziz Matta ve Melek” eserinde Caravaggio’nun sıradışı ve çarpıcı yaklaşımı apaçık ortadadır. Aziz Matta günlük hayatın gerçeğinin bir parçası gibi tasvir edilmiştir. Eser kiliseye teslim edildiğinde azizin kaba duruşu nedeniyle reddedilir. Caravaggio yeni bir çalışma yapmak zorunda kalır.

Berlin Kaiser Friedrich Müzesi’nde sergilenen tablo, II. Dünya Savaşı’nda harap olur. Günümüze yalnızca siyah-beyaz röprodüksiyonları kalır.

Caravaggio ilk yapıtın reddinden kısa süre sonra ikincisini yapar. Aziz Matta kır düşmüş sakalı ve çift katlı kırmızı pelerini ile ilkinin aksine burada sol dizini sandalyesine dayamış ayakta durmaktadır. Melek şapele üst pencereden giren ışığın sarmaladığı bembeyaz bir örtü ile havada asılı durmakta ve Matta'ya İncil'i esinlemektedir. Kulağı melekte olan havari Caravaggio’nun beyaz fırça dokunuşuyla oluşturduğu bir kalemle metni kitaba aktarmaktadır.

Caravaggio birkaç usta dokunuşla reddedilmesine neden olan bütün eleştirilerin önünü keser. Matta’nın dizi tablonun dışına devrilecek gibi olan bir taburenin üstündedir. Sahneye eklenen bu detay izleyende gerçeklik algısı yaratır. Aziz Matta zarifçe tuttuğu kalemi, üstündeki meleğe bakışları ve ince uzun sakalıyla alışılmış bir aziz kimliğindedir. Fakat aykırı ressam yine hinliğini yapar ve Azizin ayaklarını kirli bırakır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Geçmişten Günümüze Sütun Başlıkları

Katakomp Nedir

Francisco Goya'nın Gravürleri