Kayıtlar

Astronom ve Coğrafyacı, Jan Vermeer

Resim
Vermeer'in yaklaşık 1668'de, bilim adamlarını betimlediği iki resimden biri Astronom (Resim 1), diğeri de Coğrafyacı'dır. (Resim 2).  İki resimde de bilim adamları kitapların, bilimsel aletlerin ve kitapların yer aldığı çalışma mekanlarında inceleme yaparken ele alınmıştır. Astronomun küresi gökyüzüne ait olup masanın üzerinde dururken, coğrafyacının yeryüzü küresi köşe dolabın üstünde yer almıştır. İki resimde ortak olan diğer nesneler de üzerinde halının serili olduğu masa, köşe dolabı ve duvarda asılı tablodur. Astronomun önündeki açık kitap, astronomi ölçümlerinde kullanılan ölçüm cihazı icat edet eden astronom ve matematikçi Adrian Metius'a aittir. Astronomun arkasındaki duvarda yer alan tablonun konusu ise Hz. Musa'nın nehirde bulunuşudur. Musa'nın bulunuşunu konu alan bir tablonun duvara asılması, Musa'nın da astronomi ile yakından ilgilenmesinden kaynaklanır. XVII. yy'daki bilimsel araştırmalara olan ilginin görselleştirilmesi olarak değerlendiri

Dante'nin Cehennemi

Resim
Dante Alighieri , “ İlahi Komedya ” isimli epik şiirini 1320 yılında tamamladı. Ölümün ötesindeki dünyayı bir uçtan bir uca dolaşan spirütüel yolculuk, Cehennem-Araf-Cennet, dünya edebiyatının bir şaheseri olarak değerlendirilir. Şiirini “Komedi” olarak adlandıran Dante, ortaçağ sınıflandırmasını kullanır: Cangrande Della Scala’ya yazdığı bir mektupta  “Yerel dille yazılmış, korkunç bir başlangıç ve mutlu bir son ile orta tarzda tüm şiir, komedidir” der. “İlahi Komedya”, o zamanların İtalyan siyasi meseleleri ile birlikte Katolikliğin doğru sayılan kanıtsız önermelerini yansıtan alegorilerle doludur. Dante, yolculuk boyunca efsanelerden, klasik çağdan, erken Hıristiyanlık ve İncil tarihinden, Ortaçağ dönemi Avrupa’sından birçok tarihi figürle tanışır: Homeros, Socrates, Aristo, Julius Caesar, Cleopatra, Troia Helen, Büyük İskender, Judas Iscariot, Solomon ve diğerleri. Dante bu fikri, mimarinin tüm detaylarının üzerinde durarak, yeraltını grafik canlılıkla ayrıntılı bir şekilde an

Geçmişten Günümüze Sütun Başlıkları

Resim
Sütun başlığı , sütun gövdesi ile onun taşıdığı üstyapı öğeleri arasında kalan mimari parçalara verilen isimdir. Sütun başlıkları, Yunan ve Roma döneminin en önemli mimari ögeleridir. Başlıklar mermerden yapılırdı. Mermerden önce tahtadan ve taştan yapılan başlıklar vardır. Tapınaklarda, hazine binalarında, gymnasionlarda sütun başlıkları kullanılmıştır. Ağırlıklı olarak kullanılan üç tip sütun başlığı vardır. Bunlar;  1) Dor  2) İon  3) Korinth  1. Dor Başlığı: Antik Mimarlıkta kullanılan bir başlıktır.  MÖ.6.yy ‘ da uygulanmaya başlanmıştır. Dor başlığı anıtsal yapılarda görülür. Başlık, ekhinus ve abakustan oluşmaktadır. Ekhinus görünüş olarak yastık veya deniz kestanesine benzetilir. Ekhinusun sütunla birleştiği yerde hypotrakhelion (bilezik) yer alır. Başlık üzerine arşitrav eklenir. Dor başlığına dört tarafından bakıldığı zaman aynı görünür.  2. İon Başlığı: Antik mimarlıkta kullanılan düzenlerden bir diğeridir. Anadolu’nun batı ve güney kıyılarında ortaya çıkmı

Judas'ın öpücüğü ya da Kiss of Judas

Resim
Judas’ın Öpücüğü  çok eski zamanlara dayanır, yaklaşık iki bin yıl öncesine. Son akşam yemeğinde Hz. İsa havarilerine, yakın zamanda içlerinden birinin kendisine ihanet edeceğini söyler. İhanet edecek kişinin adı ise Judas Iscariot’tur. Judas ismi Orta Doğu ve yakın coğrafyada  “Yahuda”  ismi ile de bilinir. Belli bir zaman geçtikten sonra Judas, Hz. İsa’yı Romalı askerlere yakalatmak için ihanet kararı alır. Fakat Romalı askerler Hz. İsa’nın yüzünü tanımamaktadırlar. Yahuda'nın öpücüğü  (1304-06),  Giotto 'nun freski,  Scrovegni Şapeli ,  Padova , İtalya Judas, Romalı askerlere  ”Bizi abluka altına aldığınız zaman ben birini öpeceğim, işte o öpeceğim kişi Hz. İsa’dır.”  diye daha önceden askerlere söyler. Askerler Hz. İsa’yı ve aralarında Judas’ın da bulunduğu havarileri bir sokakta kıstırınca Judas, Hz. İsa’nın yanına giderek yanağından öper ve Romalı askerler o anda Hz. İsa’yı yakalarlar. Judas daha sonra Hz. İsa’ya yaptığı bu ihanet için oldukça pişman olsa da iş

Katakomp Nedir

Resim
Katakomp, yaklaşık 2.000 yıl önce Roma'da, ilk Hıristiyanlar'ın ölülerini gömmek amacıyla yeraltına oydukları mezarlara verilen addır. Roma katakompları uzun galeriler, küçük odalar ve geçitler biçimindeydi. Gömme işlemi genellikle dinsel törenler eşliğinde yapıldığından, katakomplara kutsal yer gözüyle bakılırdı. Katakomp sözcüğü ilk kez Roma yakınlarında yer alan San Sebastiano Bazilikası'ndaki yeraltı mezarları için kullanıldı. Daha sonraları sözcüğün kapsamı genişlemiş ve ölülerin gömüldüğü yeraltı mezarlarının tümü için kullanılmıştır. Ölüleri yeraltına gömme geleneği yalnızca Romahlar'a ya da Hıristiyanlar'a özgü değildir. İtalya'nın başka kentlerinde, Sicilya'da, Malta'da, Mısır'da, Lübnan ve Tunus'ta da birçok katakomp vardır. Bir bölümü gezmeye açılan Roma katakomplarının ünü, bilinen katakompların en büyüğü olmasından gelir. Hıristiyanlık'ın ortaya çıkışından sonraki ilk iki yüzyılda başta Neron olmak üzere bazı Roma im

Aziz Matta ve Melek

Resim
Matteo Contarelli 1565'te Roma'daki San Luigi dei Francesi kilisesi için bir şapel yaptırır. 1585’teki ölümüne kadar şapelin süslemesi yapılmaz. Altar için bir “Aziz Matta ve Melek” heykeli düşünülmektedir. Bu iş için Flaman heykelci Jacob Cobaert görevlendirilir. Yan duvarlar ve tonoz freskleri ise Cavalier d’Arpino yapacaktır. D’Arpino 1591-93 arasında tonoz süslemelerini bitirir. Duvarlar hâlâ çıplaktır. 1598‘de başka bir ressam arayışına girilir. 1599'da Caravaggio ile görüşülür. Hamisi Kardinal Maria del Monte’nin yardımıyla Caravaggio ilk önemli kamu siparişini almış olur. San Luigi dei Francesi Kilisesi Contarelli Şapeli'nin dekorasyonunu üstlenen  Caravaggio , “Aziz Matta'nın Şehit Edilişi”, “Aziz Matta'ya Çağrı” resimlerini yapar. İki yıl sonra Cobaert’in heykelinin yerine konacak üçüncü tuval olacak altar panosu siparişi verilir: “Aziz Matta ve Melek”. Caravaggio, Aziz Matta’yı hazırlıksız bir anda kitap yazmak durumunda kalan yaşlı, f

Francisco Goya'nın Gravürleri

Resim
6 Şubat 1799 tarihli Diario de Madrid  gazetesinde, Goya’nın (1746-1828) aynı gün satışa çıkarılan Los Caprichos   adlı 80 parçalık gravür serisi; Goya’nın arkadaşı, sanat tarihçisi ve eleştirmen Juan Agustin Cean Bermudez tarafından yazıldığı düşünülen bir metinle şu şekilde tanıtılır: “Don Francisco Goya tarafından tasarlanmış ve uygulanmış, kapris janrında gravür serisi. Sanatçı, insanoğluna has yozluk ve zaafların eleştirisinin -her ne kadar belagate ve şiire mahsus görünse de- resmin de konusu olabileceğine inandığı için, eserinde bu konu üzerinde çalışmayı uygun bulmuştur. Medenileşmiş her toplumda karşılaşılan sayısız aptallık ve ahmaklıklar; yerleşmiş kaygı ve yalanlar; cehalet ve küçük hesapçılıklar arasından, sanatçı kendi hayal gücünü en fazla kışkırtanları ve tiye alınmaya en müsait olanları seçmiştir. Bu eseri oluştururken, sanatçının kendinden önce gelen ressamların eserlerinden yararlanmasının ya da doğayı taklit etmesinin mümkün olmadığı; ayrıca esere konu olan kişil